İngilizce derslerimizden Zarlar konusunun anlatılmaktadır. İngilizce zarf cümleleri, İngilizce zarflar ve sıfatlar, İngilizce zarf kelimeleri ve İngilizce zarf örnekleri bulunmaktadır. Zarfların cümlede ki yeri Zarfların edatlarla kullanılışı, Zarflarda karşılaştırma gibi konular anlatılmıştır.
ZARF
(The Adverb)
Fiillerin, sıfatların veya başka zarfların manalarını tadil eden kelimelere ADVERB (zarf) denir. ADVERBlerin isimler ile zamirlerin manaları üzerinde bir tesiri yoktur. Fakat PREPOSITION (edat) larla CONJUNCTION (rabıta) ların -manaları da ADVERBlerle tadil olunabilir.
Zarf Çeşitleri
Başlıca ADVERB çeşitleri şunlardır:
a) ZAMAN: now (şimdi), soon (hemen), always (daima), often (çok kere, sık-sık) v.s.
b) YER: here (burada, buraya), there (orada, oraya), outside (dış tarafta, dış tarafa) v.s.
c) TARZ: badly (fenaca), well (iyice, güzelce), easily (kolayca) v.s.
d) DERECE: very (pek), too (aşırı), almost (hemen hemen), quite (tamamıyla, büsbütün) v.s.
e) İNKÂR VE TASDİK: yes (evet), no (hayır), not (değil) v.s.
f) SORU: when (ne vakit), where (nerede, nereye), why (neden, neye, niçin).
Sıfatların sonunda -LY eklemek suretiyle zarflar teşkil edilebilir:
He is a slow worker (o yavaş (çalışan) bir adamdır), slow sıfat.
He warks slowly (o yavaş çalışır), slowly zarf.
Çok defa aynı kelime, cümlede kullanılışına göre, sıfat veya zarf olabilir:
Sıfat Zarf
This is a fast train (bu bir hızlı trendir). It goes very fast (o pek hızlı gider),
He came from a far country (o uzak bir memleketten geldi). He went far (ileri gitti),
It is a straight road (o doğru bir yoldur). It runs straight tor miles (millerce dos doğru gider) .
He had a low voice (sesinin perdesi pes (alçak) idi). He spoke low (pes sesle konuştu)
(Lowly kelimesi zarf değil, sıfattır; He is of lowly parantage (ailesi aşağı tabakadandır) gibi.)
Aynı sıfatın -LY eki ile veya eksiz olarak zarf gibi kullanıldığı çok vakidir, ancak bu iki kullanılış arasında ekseriya bir mana farkı vardır:
Sıfat Zarf
There is a bright moon (parlak biı mehtap var). The moon shines bright, yahu brightly (ay parıl parıl ışık yor).
A cheap book (değersiz bir kitap) I bought it cheap, veya cheap (onu ucuza, veya, ucuza aldım)
A direct route (dos-doğru yol). I sent the goods direct from A, to B.«. (malları A… dan doğruca B… ye gönderdim) .
A high building (yüksek bir bina). The bird flies high (kuş yüksek uçuyor).
He was highly praised (o pek çok methedildi).
He is a hard worker (o çok çalışkandır). He works hard (sıkı çalışır), He hardly works (hemen hiç çalışmaz / «zor» çalışır.)
A late arrival (geç gelme hali) He came late (geç geldi).
News has lately come (haber yeni geldi, yani son gelen haber).
A near friend (yakın bir dost). He came near (yakına geldi).
He was nearly late (geç kalmak üzere idi / az daha geç kalacaktı).
A pretty girl (şirin bir kız). That is pretty good (işte bu oldukça iyi).
He spoke prettily (hoşça konuştu).
A short journey (kısa bir yolculuk) He stopped short (çabuk durdu, kısa kesti).
He will come shortly (birazdan gelir).
A sonud mind (salim bir zihin). He slept sound, veya, soundly derin, veya, derince uyudu).
He was soundly beaten (adamakıllı dayak yedi).
A wide door (geniş bir kapı). Keep your eyes wide open (gözünüzü dört açın).
They differed widely in their opinions (fikirleri birbirinden pek farklı idi).
A wrong use of the word (kelimenin yanlış kullanılış). I went wrong there (oraya yanlış gittim).
He was wrongly accused (haksızitham edildi).
İsimlerden teşkil edilmiş bâzı Zarflar vardır: — hourly (tam saatinde,
daily (gündelik), bodily (bedenî), ashore (sahilde), besides (bundan başka), backwards (gerisin geriye).
Zarflarda Karşılaştırma
Vasıf ve hal belirten zarflar, sıfatlar gibi, mukayeseli şekiller alırlar:
1) Bir-heceli zarflarda «often» ve «early» zarf kelimeleri -ER ve -EST ekleri ile mukayeseli şekle konulurlar: often (ekser), oftener, oftenest; early (erken), earlier, earliest; near (yakın), nearer (daha yakın), nearest (en yakın) gibi.
2) İki veya daha ziyade heceli zarfların mukayeseli şekilleri MORE ve MOST kelimeleri ile yapılır (bu kelimeler de zarftır): brightly (parlak), more brightly (daha parlak), most brightly (en parlak) gibi.
3) Birkaç zarfın mukayeseli şekli umumî kaideye uymaz: well (iyi – bu kelime sıfat değil, daima zarftır; İngilizcede «iyi» mânasında sıfat olan kelime good’dur), better (daha iyi), best (en iyi); badly (kötü surette), worse (daha kötü olarak), worst (en kötü); little (biraz), less (daha az), least (en az).
Zarfların edatlarla kullanılışı
This mistake was made entirely through your fault (bu yanlışlık tamamen sizin kusurunuz yüzünden olmuştur).
He arrived long before the time (vaktinden çok evvel geldi).
He was sitting almost outside the door (hemen hemen kapının dışında oturuyordu).
Zarfların rabıtalarla kullanılışı:
A man is truly happy only when he is in sound health (insan an- cap sap-sağlam olunca gerçekten mesuttur).
He has been ill ever since he left us (bizden ayrıldığından beri hep hastadır).
The watch was found long after the thieves had been caught
(saat hırsızlar yakalandıktan çok sonra bulundu).
Zarfların Yeri
1) Zarflar umumiyetle sıfatların, diğer zarflar ile edat ve rabıtaların ve ismi-meful (PAST PARTICIPLE) lerin önüne gelir: He was very clever and exceedingly well educated (pek zeki idi ve pek mükemmel tahsil görmüştü / son derece iyi yetişmişti) gibi. Fakat «enough» (yetecek kadar, kâfi derecede) zarfı sıfattan sonra gelir: That is good enough for me (bu epiy işime yarar) gibi.
2) TRANSITIVE (tadiyeli) fiillerde kullanıldığı zaman zarflar umumiyetle OBJECT’ten sonra gelirler: He opened the door noisily (kapıyı gürültü ile açtı) gibi. Fakat OBJECT bir mastar (INFINITIVE) ise bu halde fiilden önce de bulunabilir: They kindly asked me to stay (kalmamı nazikçe istediler / kalmam için nazikâne rica etîiler) gibi. Bu suretle bir müphemlik önlenmiş olur, çünkü They asked me kindly to stay şeklinde kindly zarfı fiilden sonra kullanılırsa cümle «benim nazikâne kalmamı istediler» mânasına gelebilir.
3) Never (asla), often (sık sık, ekseriya), always (daima), seldom (nadiren), sometimes (bazı kere) zarfları umumiyetle cümlede asıl fiilin (yani yardımcı durumunda olanın değil, cümleye mâna verdiren fiilin) önüne gelir: I always do that (ben bunu daima yaparım); I have often done that (ben bunu sık sık yaptım; they will never do that (onlar bunu asla yapmazlar) gibi. Fakat «to be» (olmak) fiili ile kul¬lanılan zarflar fiilden sonra gelir: He is never at home (hiç evde bulunmaz / ziyaret kabul etmez).
4) Yesterday (dün), to-day (bugün), tomorrow (yarın) gibi muayyen zaman belirten zarflar cümlenin sonuna gelirlerse de, bunlara ayrıca bir önem verilmek istenilince, cümlenin başına da getirilebilirler: I went to his house yesterday (dün evine gittim); veya Yesterday I went to his house (evine dün gittim) gibi.
5) Zaman zarfı ile yer zarfı birlikte bulunduğu vakit yer zarfı zaman zarfından önce gelir: We went there yesterday (dün oraya gittik) gibi.
İngilizce Zarflar (The Adverb) Konu anlatımı
https://blog.ingilizceceviri.org/ingilizce-zarflar-the-adverb-konu-anlatimi