24th LESSON — 24 nci İNGİLİZCE DERS

I sell a beautiful ring.

ay sel e byu’tiful ring

Güzel bir yüzük satıyorum
I sold a beautiful ring.

ay sold e byu’tiful ring

Güzel bir yüzük sattım.
I write a letter to you.Size bir mektup yazıyorum
ay rayt e let’ir tu yu
I write a letter to you.Size bir mektup yazdım.
ay rayt e let’ir tu yu 
You win the game.Oyunu kazanıyorsun.
yu uin dhi geym
You won the game.Oyunu kazandın

 

We drink a glass of beer.     Bir bardak bira içiyoruz.

We drank a glass of beer.    Bir bardak bira içtik.

She sings a beautiful song. Güzel bir şarkı söylüyor.

 

DİKKAT : — Gördüğünüz gibi, geçmiş zamanı sonlarına (ed) eklenerek oluşmayan bazı fiiller vardır ki bunlara kuralsız fiil denir. Bu gibi fiilleri ayırt etmek için mevcut bir kural yoktur. Ancak uzun zaman pratik ile bunlar kendiliğinden elde edilir. Öğrencilerin zihinlerini fazla karıştırmamak için, şimdilik bu konuda kendilerini yormamalarını tavsiye ederiz. En çok kullanılan kuralsız fiillerin bir listesini bu dersin sonunda bulacaksınız.
well (uel) iyi; kuyu.

anbody (eni’badi) herkes,

at all (et ol) hiç.

avoid, to (tu avoid) sakınmak

can (ken) yapabilmek

debt (det) borç,

dress, to (tu dres) giyinmek, enter, to (tu intör) girmek,

fully (ful’i) tarn, büsbütün,

goods (guds) mallar, emtia,

game (gem) oyun,

kiss (kis) öpücük, öpüş,

powder (pö’dır) pudra,

quality (kuo’liti) cins, kalite,

song (sang) şarkı,

smile (smayl) gülümseme,

word (u’örd) kelime.

seller (sel’ır) satıcı,

show, to (tu şö) göstermek

strange (strenc) acayip,

seat (sît) oturulacak yer. shopkeeper (şop’kîpır) dükkân­cı.

spare, to (tu sper) harcamayı?

biriktirmek,

then (dfen) şu halde, o zaman,

to ask for (tu ask for) istemek,

to look like (tu luk layk) benzemek.

to pay a visit (tu pey e yizit’ ziyaret etmek,

convince, to (tu kon’vins) inandırmak.

 

I spend all my money.Bütün paramı harcıyorum.
I spent all my money.Bütün paramı harcadım.
I say to the boys.Çocuklara söyliyorum.
I said to the boys.Çocuklara söyledim.
You meet her in the thea-Ona (kad.) tiyatroda rastli- ter. yorsunuz.
You met her in the theater.Ona tiyatroda rastladınız.
You begin your lesson.Dersinize başlıyorsunuz.
You began your lesson.Dersinize başladınız.
She loses her bag.Çantasını (kad.) kaybedi­yor.
She lost her bag.Çantasını kaybetti.
We took seats for the movies.Sinema için yer tuttuk.
They sell their goods. (*)Mallarım satıyorlar.
They sold their goods.Mallarını sattılar.
I have sold my goods.Mallarımı sattım.
You have sent your servant.Hizmetçinizi yolladınız.
She has paid her debt.O (kad.) borcunu ödedi.
We have kepte our word.Sözümüzü tuttuk.

 

IDIOMS:
I have not a minute to spare.Kaybedecek bir dakikam
 

ay hev not e minut tu speyr

bile yoktur.
Anybody can do that.

eni’bodi ken du dhat-

Bunu herkes yapabilir.
I do not like it at ali.

ay du not layk it et ol

Hiç de hoşuma gitmiyor.
(*) İyi manasına gelen (good) ile karıştırmamalıdır. Eşya, mal anlamına olan (goods) daima çoğul halinde kullanılır.

 

Where are you coming from?Nereden geliyorsunuz?
uer ar yu ka’ming from 
I am coming from the office.Yazıhaneden geliyorum.
ay em ka’ming from dhî o’fis 
How do you do?Nasılsınız?
hau du yu du 
He looks like Adil.Adil’e benziyor.
hi luks layk Adil 
I am fully convinced of that.Buna hiç şüphe etmiyorum.
ay em fu’li kon’vinsd of dhat 
I do not know what to do.Ne yapacağımı bilmiyorum.
ay du not no uot tu du 
There is plenty of time.Daha çok vakit, var.
dher is Dlen’ti of tavm

 

EGZERSİZ 41 — Aşağıdaki hikâyeyi Türkçeye çe­viriniz. (Kuralsız geçmiş zamanda olan fiiller için bu dersin sonundaki listeye bakınız).

A good answer!

One day, a pretty young girl entered a shop. She asked for a box of powder. The shopkeeper showed her a beautiful box.

“This is our highest quality of powder” he said.

“Well!” answered the girl “I take it. What is the price?”

“Only a kiss!” was the strange answer of the young man.

“Oh is that all?”

“Yes, only a kiss and everything is all right.”

“Well, then” said the young girl with a smile “give me the powder and come home… grand’mother will pay you!…

 

My dog Flick
My little clog named Flick was once stolen from

me.

After being away for some months, he came back one day with a long string tied round his neck.

He had broken away from the man who had stolen him. Oh, how glad I was to see my good dog back again!

The thief was taken to the court. He swore that the dog was his; and I was asked if I could give any proof that the dog was mine.

I put my mouth to the dog’s ear, and said something known only to us two.

Flick at once stood up on his hind legs, and went through some tricks I had taught him.

I  guided him with my stick, and the whole court laughed of the fun.

The thief was asked to make the dog do the same thing; but Flick ran away, and did not want to go near him.

The judge saw that the dog was mine.

The thief was sent to prison; Flick and I came mer­rily home.

 

court (kort) mahkeme, fun (fan) eğlence, lıind (haynd) arka, judge (cac) yargıç, merry (mer’i) neşeli, şen. merrily (mer’ili) neşe içinde, named (nemd) isimli, adlı.neck (nek) boyun, proof (pruf) delil, ispat, stick (stik) değnek, baston, string (string) sicim, ip. tie, to (tu tay) bağlamak, trick (trik) marifet; oyun, whole (hol) bütün.

 

after being away : uzakta kaldıktan sonra, round his neck : boynunun etrafında, if I could give: verebilmemin olanaklı olup olmadı­ğı-

hind legs : arka ayakları — Flick stood up on his hind legs : Flick kalkarak arka ayakları üzerinde dur­du.

lie went through some tricks: bazı oyunları yap­mağa kalktı

I had taught him .- ona öğretmiş olduğum, to make the dog do : köpeğe yaptırmak — to make the dog do the same thing : köpeğe aynı şeyleri yaptır­mak.

to run away: kaçmak.

 

KURALSIZ FİİLLER
Kurallı ve kuralsız fiiller yalnız geçmiş zamanda bir birlerinden farklıdırlar.

İngilizcede en çök kullanılan kuralsız fiillerin bir listesini aşağıda veriyoruz.

MASTAR                                             GEÇMİŞ ZAMAN

to bear—taşımakI boreI have borne
tu beray boray hev born
to begin—başlamak– I beganI have begun
tu bi’ginay bi’ganay hev bi’gön
to bind—bağlamakI boundI have bound
tu baynday baunday hev baund
to break—kırmakI brokeI have broken
tu brekay brokay hev bro’ken
to bring—getirmekI broughtI have brought
tu bringay brot.tay hev brott
to build—inşa etmekI builtI have built
tu bilday bilttay hev biltt
to buy—satın, almakI boughtI have bought
tu bayay bottay hev bott
to choose—seçmekI choseI have chosen
tu çu1?;ay çozay hev ço’zeıı
to come—gelmekI cameI have come
tu kamay keymay hev kam
to do—yapmakI didI have done
tu duay diday hev dan
to draw—çekmekI drewI have drawn
tu droay dryuay hev dron
to drink—içmekI ‘drankI have drunk
tu drinkay drankay hev drönk
to eat—yemekI ateI have eaten
tu itay eytay hev î’ten

 

to fall—düşmekI fellI have fallen
tu folay felay hev fo’len
to fight-—savaşmakI foughtI have fought
tu faytay fottay hev fott.
to find—bulmakI foundI have found
tu faynday faunday hev faund
to fly—uçmakI flewI have flown
tu flayay flyuay hev flon
to forbid—menetmekI forbadeI have forbidden
tu for’biday for’beyday hev for’bidön
to forget—unutmakI forgotI have forgotten
tu forgetay forgotay hev forgo’ten
to forgive—affetmekI forgaveI have forgiven
tu forgivay for’geyvay hev forgi’vöre
to get—elde etmekI gotI have got
tu getay gotay hev got
to give—vermekI gaveI have given
tu givay geyvay hev given
to go—gitmekI wentI have gone
tu goay uentay hev gon
to grow—büyümekI grewI have grown
tu groay gryuay hev gron
to hang—asmakI hungI have hung
tu hang.ay höngay hev höng
to hear—işitmekI heardI have heard
tu hiray hörday hev hörd
to hide—saklamakI hidI have hidden
tu hayday hiday hev hi’den
to hold—tutmakI heldI have held
tu holday helday hev held
to keep—korumakI keptI have kept
tu kipay keptay hev kept
to know—bilmekI knewI have known
tu noay nyuay hev non.
to leave—terketmekI leftI have left
tu livay leftay hev left
to lend—ödünç vermekI lentI have lent
tu lenday lentay hev lent
to lose—kaybetmekI lostI have last
tu luzay lostay hev lost
to make—yapmakI madeI have made
tu meykay meyday hev meyd
to meet—buluşmakI metI have met
tu mîtay metay hev met
to pay—ödemekI paidI have paid
tu peyay peyday hev peyd
to put—koymakI putI have put
tu putay putay hev put
to read—okumakI readI have read
tu rîday reday hev red
to ring—çalmak (zil)I rangI have rung
tu ringay rangay hev röng
to rise—kalkmakI raseI have risen
tu rayzay rozay hev ray’zen
to run—koşmakI ranI have run
tu ranay ranay hev ron
to say—söylemekI saidI have said
tu seyay seyday hev seyd
to see—görmekI sawI have seen
tu SÎay soay hev sîn
to sell—satmakI soldI have sold
tu selay solday hev sold
to send—yollamakI sentI have sent
tu senday sentay hev sent
to show—göstermekI showedI have shown
tu §0ay şolday hev gon
to shut—kapamakI shutI have shut
tu şatay gatay hev gat
to sing—şarkı söylemekI sangI have sung
tu singay sangay hev söng
to sit—oturmakI satI have sat
tu sitay satay hev sat
to sleep—uyumakI sleptI have slept
tu slipay sleptay hev slept
to smell—koklamakI smeltI have smelt
tu smelay smeltay hev smelt
to speak—konuşmakI spokeI have spoken
tu spikay spokay hev spo’ken
to spend—harcamakI spentI have spent
tu spenday spentay hev spent
to stand—-ayakta durmak I stoodI have stood
tu standay studay hev stud
to steal—çalmakI stoleI have stolen
tu stilay stolay hev sto’len
to swear—andiçmekI sworeI have sworn
tu sueray suoray hev suorn
to swim—yüzmekI swamI have swum
tu suimay suamay hev suöm
to take—almakI tookI have taken
tu teykay tukay hev tey’ken
to teach—öğretmekI taughtI have taught
tu tiçay tottay hev tott
to tell—söylemekI toldI have told
tu telay tolday hev told
to think—düşünmekI thoughtI have thought
tu dhinkay dhottay hev dhott.
to throw—atmakI threwI have thrown
tu dhroay dhryuay hev dhorn
to wear—giymekI woreI have worn
tu ueray uoray hev uorn
to win—kazanmakI wonI have won
tu uinay uonay hev uon
to write—yazmakI wroteI have written
tu raytay rottay hev rit’ten

https://blog.ingilizceceviri.org/24th-lesson-24-nci-ingilizce-ders

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.